ÖRGÜTLÜYÜZ HAMDOLSUN

Yayınlandı: 21/03/2013 / SİYASİ DENEMELERİM

anaokulu-cocuklarina-camide-toplu-namaz-28042016-200940Türkiye’de 85 bin dernek var, bunların 15 bine yakını cami yaptırma adı altında açılmış dini amaçlı. Kütüphane sayısı bin dört yüz, cami sayısı seksen iki bin.

Kütüphane yaptırma derneği var mı? Henüz gören, duyan olmadı. Olsun, camilerde örgütlüyüz hamdolsun!

On beş bin sportif amaçlı dernek. İki milyon da lisanslı sporcu var. Uluslararası başarı sayısı? Devşirmeler sağ olsun.

Spor amaçlı olanlar kadar da hemşeri dernekleri. Hemşerilik bahane, yeme-içme, muhabbet şahane. Örgütlüyüz ya, kollarız birbirimizi, grekoromen misali. Hep üstten çalışırız.

Ne yapar bu spor ve hemşeri dernekleri? Lokalde yemek masasında; “Ne olacak bu ülkenin hali?” Okeye dördüncü ararken de örgütlenme faaliyeti.

Okul sayısı 60 bin, öğrenci ise 25 milyon. Dört yüz öğrenciye bir okul. İki yüz seksen öğrenciye bir öğretmen. Okul yaptırma derneği kaç tanedir? Cami derneklerinin binde biri, az mı? Olsun, camilerde örgütlüyüz hamdolsun. Yaşasın dindar, kindar gençlik.

Beş bin dershaneye karşın üç beş eğitim amaçlı dernek. Parası olmayana okumak niye, imam hatip çok bile. Eğitimin yardımı da ne ola? “Al makarnayı bulguru. Yan gel yat bak keyfine, hamdolsun.”

Bir de dağcılık ve doğa dernekleri var ki; “Dağ başını duman almış. İmdat! Çığ düştü kurtarın bizi.”

Kanarya sevenler, güvercin sevenler, deve sevenler, Denizli horozu sevenler var da, niçin Kutup ayısı sevenler yok?

Dernek üyelerinin toplam sayısı 7 milyon beş yüz bin kişi, sıra hak-hukuk, adalet, eşitlik aramaya geldi mi yok kişi.

Sanayi ve ticari dernekler-odalar hamdolsun hep dümen suyu.

Çevre, doğa, insan hakları diyenlere de ver teknolojik copu, biberin gazını, hem de enfiye sanırsın, şifa niyetine.

Mühendis, mimar, bilim adamının da örgütü mü olurmuş? İmamlarımız var hamdolsun. Okur, üfler, burada olmasa da cennette yaptırırız lebi derya.

Türkiye’de ortalama her on kişiden biri bir dernek üyesi, İsveç’te ise bir kişi ortalama beş dernek üyesi. Biz, camilerde örgütlüyüz hamdolsun.

Gelelim siyasi partilere…

Faaliyette bulunan 71 siyasi partide 10 milyon üye mevcut. Ortalama her yedi kişiden biri parti üyesi. İsveç’te her yedi kişiden üçü.

AKP, ülkedeki her 10 parti üyesi vatandaştan yedisini kapmış durumda. Tak türbanı, tut tespihi, bir de bademinden bıyık. Han hamam, tas tamam, dört çeker cip de bunun bonusu. Durmak yok ranta devam. Kendileri yer salkımı, halka yuttururlar talkımı.

CHP, tek kale maçlı antrenmanlarla, ezeli muhalefete devam, üye sayısı ise oldu ancak bir milyon. Deplasmana çıkamaz bir türlü, çıksa da hep savunmada. “Çanakkale geçilmez” dedik ya tarihte, hep oralardayız. Parti içi seçimlerde aslan kesilen kadrolar, yerel ve genel seçimlerde kedi misali.

MHP, bir adım ileri, bir adım geri, üye üç yüz altmış bin. İktidara kaptırdıkları milliyetçilik bayrağını yine yakaladılar, haydi hayırlısı.

Dördüncülükte yerini koruyan BDP’nin ise dokuzuncu yüz yıldan yirminci yüz yıla geçmesine az kaldı. Yaşasın jön Kürtler. Bir kısım sosyalist de solculuk sanıp koşturur peşlerinde. “Kahrolsun milliyetçilik” derken, düştüler kucağına, hem de etnik olanının.

Bir de İP var ki; on iki bin üyeyle, kalkar CHP’ye kafa atmaya. “Boş teneke çok ses çıkarır” demiş atalarımız.

Mirasyedi DP ise, ortanın sağına sahip çıkamaz, ya da çıkartılmaz yedi yüz yirmi bin üyeyle. İlginçtir, nedense sesini duyuramaz bir türlü. Yoksa AKP’ye yedek olarak beklemede mi bir köşede? Belki de 2071’de.

Diğer siyasi partiler de; iktidarı hayal edebilecek düş dünyasına bile kavuşmaları mümkün değil, bu seçim sisteminin yüzde on barajıyla. Ne gerek var, camilerde örgütlüyüz hamdolsun.

Asıl güçlü olması gereken sendikalar, devamlı kayıpta. Memurun %35’i sendikasız durumda. Olanlara da sürekli gözaltı durumları. Toplu sözleşmeler de sadece dostlar alışverişte görsün, “yapılıyor mu?” “Evet, yapılıyor” densin niyetine.

İşçi statüsünde çalışan on milyonun üzerindeki kişinin de ancak bir milyonu sendikalı. Kayıt dışı diğer milyonlarla birlikte merdiven altında, sağlıksız koşullarda, köle düzeninde “durmak yok sömürüye devam.” Türbanlısı da, türbansızı da aynı potada, iş kazalarında ölen on binler. Bu dünyada göremediler, öbür dünyada inşallah. Camilerde örgütlüyüz hamdolsun.

İntiharlara, cinayetlere, boşanmalara şaşırmayın! Nedeni ortada; açlık, işsizlik ve geçim derdi kötülüklerin anasıdır. Gerisi boşa lafazanlık, hedef saptırma.

Partiye, derneğe, sendika gitmeyen, gidemeyen, ulaşması engellenen halkımız ise neyin derdinde? İş, aş, barınma ve nitelikli bir yaşam kuşkusuz. Bir gün, bunun yolunu da bulacaktır, yakındır, yeter ki gölge etmesinler, dağılsın kara bulutlar.  

yorum
  1. Ahmet Güner dedi ki:

    merhabalar,

    Demokrasi ve özellikle siyasi partilerde üyelik, delege düzeni ve genel başkan seçimleri konusunda hemen hemen aynı fikirlerdeyiz. Siyasi partilerde İlçe başkanı, il başkanı, yönetim kurulları, Parti meclisi üyeleri, Merkez yönetim kurulu üyeleri, Genel başkan aynı gün internet üzerinden seçilmeli.

    Yerel seçimler kesinlikle iki turlu olmalı ve belediye mclisi üyeleri çarşaf liste ile seçilmeli. parti listeleri olmamalı. Belediye seçimlerinden en az 3 ay önce seçmen sayısının yüzde 1’inin imzası ile kişiler

    Ankara Mimarlar odası başkanına Sn. Candan Karakuş’a oy vermek için seçimlerden önce seçmen kaydımı Ankara’ya alırım.

Yorum bırakın